7 Ağustos 2007 Salı

İNSANLAR NE KADAR İLGİNÇ...

Bugünlerde aklıma bu takılıyor hep... İnsanlar ne kadar ilginç...
Bir başkasının hayatına müdahale etmeyi çok seviyorlar.. Sen ne plan yapmış olursan ol hiç saygı yok. Olur olmaz bir saatte telefon edip ya neden yapmıyorsunuz şunu yapsanıza deme hakkını kendilerinde bulabiliyorlar. Ama yaptıkları hareketin karşılarındaki insanın huzurunu kaçırabileceğini, onu bazı şeylere mecbur edebileceğini hiç düşünmüyorlar. Bence insan önce kendi hayatına ve yaptıklarına bakmalı. Sen neyi ne kadar yapıyorsun. Ondan sonra eğer sana izin verilirse başka insanların hayatına karış.
Herhalde biz çok fazla taviz verdiğimiz için bu işler böyle oluyor. Denge kurmak zor. Ama ben sıkılmaya başladım artık. Hoşgörü sınırımı çoktan geçtim zaten. Bundan sonraki davranışlarım kırıcı olacak diye korkuyorum...

4 yorum:

Goddess Artemis dedi ki...

Sorunun özü şu: "Hâlâ bireyselleşememiş, cemaatlikten kurtulamamış Türk toplumu"

Anlattığınız kişiler, ilginç ya da tuhaf filan değil, düpedüz terbiyesiz! Genel geçer görgü kurallarından bîhaber zavallılar olmalılar. Örneğin; öz annem ve babam, çok önemli ve acil (hastalık, ölüm vb.) bir konu olmadıkça beni saat 21.00'den sonra arayamayacaklarını çok iyi bilirler. Sadece, son derece teklifsiz yakınlıkta olduğum kimseler, beni cep telimden arayabilirler; eğer mood'umda değilsem arayana bakıp açmayabilirim de. Hele, çat kapı misafirliğe gelmek vb. davranışlara asla tahammül edemediğimi ve hoşgörüyle karşılamadığımi tanıdığım tüm insanlar bilirler, daha önce kararlaştırmadan (başta yine annem-babam olmak üzere) kimse kapımı dahi çalamaz.

Sizin yanılgınız ise, ilk başta "bu insanlara sizi olur olmaz bir saatte arayabilme cüretini" vermiş olmanız. Yani konu bir parça da sizin birileriyle bir ilişkiye/iletişime geçerken onlarla aranıza "gerçekten olmasını istediğiniz biçimde" mesafe koymamış olmanız. İlk başta bu kadar taviz vermeseydiniz, şimdi kırıcı olmaktan korkmazdınız.

gölge dedi ki...

Mesele aranmak aranmamak ya da çat kapı gelinmesi değil aslında. Mesele benim hayatıma bir şekilde müdahale edilmesi.. Taviz konusunda ise haklısın arkadaşım... Çok taviz verdim çokk..

FİGEN dedi ki...

İnsanlar çoğu zaman başkalarına, başkalarının hayatlarına karışma hakkını kendilerinde bulabiliyorlar. Bunun en önemli nedeni bizim ilişkilerimizde bu sınırı çizememiş olmamız. Bunun en önemli nedeni ise karşımızdaki insanları kırmamak adına onlara "hayır" diyememek...

ezop dedi ki...

Şimdi bireycilik toplulukçuluk; ilişkisel, özerk benlik gibi konulara gireceğim ama yeri burası olmadığı için fazla uzatmak istemiyorum. Bu Goddess'ın da ifade ettiği gibi yapışık yaşamayı, herkesin herkesten haberdar olmakla birlikte yaşamına da müdahil olduğu toplulukçu kültürlere has bir özellik. bu kültürün içinde yetiştimi insan "hayır" diyebilmesi, sınır koyabilmesi çok da kolay olmuyor tabi. Bazen sen hayır desen bile karşındaki anlamamakta ısrarcı olabiliyor. Böyle durumlarda sabredip koyduğumuz tavırda ısrarlı olduğumuzu göstermemiz zamanla onların da duruma alışmalarını sağlayabiliyor.